Cem Polat

Cem Polat

Mail: cempolat7947158@gmail.com

Yaşayan tarih İstanbul...

Ramazan Bayramı öncesi bir grup arkadaşımızla bir günlük İstanbul turu yaptık. Ben şahsen çok severim İstanbul’u. Gezmek için güzel ama yaşaması zahmetli derler ya ben güzel yanlarından bahsetmek istiyorum. Özellikle de tarihi yapılarından ve geçmişinden.

Bir cuma gecesi İzmir’den otobüsle yola çıktık ve sabaha karşı tarihi yarımadanın kalbi Sultan Ahmet Meydanı'na vardık. Büyük Ayasofya Camii'nde sabah namazı kılmak muhteşem bir deneyim diyebilirim çünkü cami İstanbul İstanbul olmadan yani 1453’te Fatih fethetmeden neredeyse bin yıl önce temeli atılmış bir yapı. Hala ayakta olması, yüzlerce yıl öncesinden kalmış duvar resimleri insanı büyülüyor. Biz ona sahibiz ama aslında tüm insanlığın sahip olduğu bir değer O.

Sultan Ahmet Camii ve Alman Çeşmesi, ta Mısır’ın firavunlar döneminden bir anıt olan Dikilitaş, Mimar Koca Sinan’ın “kalfalık eserim” dediği Süleymaniye Camii ve daha nice muhteşem eser yürüyüş mesafesinde.

Osmanlı imparatorlarına ev sahipliği yapmış ve hatta Peygamberimizden hatıra kalan pek çok değerli eseri barındıran Topkapı Sarayı gezmekle bitmez. Oradan on dakikada varabileceğiniz Kapalı Çarşı ve Mısır Çarşısı başlı başına tarih.

Çok tecrübeli ve dinlerken çok şey öğrendiğimiz rehberimiz anlattıkça Osmanlı, Doğu Roma imparatorlukları ve daha nice medeniyetlerin bize ne çok eser bıraktığını görüp bilmek bir tarih sever olarak beni mest etti.

Romalılar'dan kalmış olan Yerebatan Sarayı, ki o dönem şehrin su ihtiyacını karşılamak için yapılmış bir yeraltı su deposu aslında, mimarisi de neredeyse bin yıl önceki sanatçıların mermeri oyarak yaptıkları eserleri de görülmeye değer.

Emir Sultan Camii ve Süleymaniye’deki mezar taşlarını bile atalarımızın adeta birer sanat eseri gibi şekillendirdiğini görüyorsunuz. Benim burada adını andığım sadece bir kaç eser ama tarih ve sanat, incelikle işlenmiş, düşünülmüş, tarihe ve gelecek kuşaklara bırakılmış sayısız eser mevcut.

Daha sonra akşam saatlerinde İstanbul Boğazı’nda tekneyle gezmek ve iftarımızı İstanbul Boğazı’nın nefis atmosferinde yapmak da unutulmaz bir anı oldu. Bu bir gezi yazısı değil. 'Ne güzel gezdik' diye bir anlatı da değil. Güzel ülkemin uzun ve güçlü tarihini hatırlatmak ve henüz görmemişseniz görmenizi hatta bir kaç gün ayırıp tadını çıkarmanızı tavsiye etmek istedim. İyi bir rehberle birlikte geziniz çok daha verimli olacaktır bunu da unutmamak gerekir.

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar